İsrail'in Beka Sorunu
Prof.Dr. Ali Fuat Gökçe
İsrail'in Beka Sorunu
04.11.2025 Salı 09:52

ABD’nin Ortadoğu politikasının başında İsrail’in bekası yer almaktadır. Onlara göre İsrail bölgede tehdit altındadır. Ancak görünürde olan ise İsrail’in bölgedeki varlığının diğer başta Filistin coğrafyası olmak üzere diğer ülkelere olan tehdididir. Bunun en bariz örneği Katar’ın başkenti Doha’ya yaptığı saldırıda görüldü. Hadi İran’a yaptığı, Suriye’ye yaptığı saldırıları bir şekilde kendine göre meşrulaştırabilir. Ancak Doha saldırısı İsrail’in işbirliği içinde hareket edilemeyecek bir ülke olduğunu gösterdi.

İsrail açısından bölgedeki varlığına tehdit olabilecek hususlar arasında birçok şey yazılabilir. Filistinliler, Hamas, El Fetih, Suriye, Ahmet el Şara, İran, Yemen, Hizbullah, Mısır’daki Müslüman Kardeşler vs. Bütün bunlar görünen ve İsrail’in saldırılarını meşrulaştırmak için kullandığı hususlardır. İsrail’in en çok çekindiği husus ise kendisine tehdit olduklarını belirttikleri ülkelerin ya da grupların varlığının ve eylemlerinin demografik yapısı üzerine olan etkisidir.

İsrail göçle beslenen ve büyüyen, genişleyen ve yayılmacı politikalarını idame ettiren bir ülkedir. Bugüne kadar olan süreçte İsrail tüm dünyadaki Yahudilere güvenli bir ülke ve refah vadetmiştir. Güvenli ülkeyi geliştirdiği hava savunma sistemi olan “Demir Kubbe” ile açıklayan, refahı ise başkasına ait olan toprakları ve yerleşim yerlerini vermekle açıklayan İsrail açısından mevcut nüfusun korunması ve hatta artırılması oldukça önemlidir. 

İsrail’in beka konusunda kendilerine göre ana sorunun kurulduğu günden bugüne kadar olan süreçte aksama olmadan ilerlediği görülmektedir. Ancak iki olay İsrail halkı üzerinde olumsuz etki yapmış ve İsrailli yöneticileri tedbir almaya zorlamıştır. Birincisi 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı Operasyonudur. Bu operasyon sonrası İsrail halkı havaalanlarına akın etmiştir. Ülkeyi terk etmek istemiştir. Bu saldırı İsrail-Filistin ilişkilerinde psikolojik üstünlüğün ilk kez Filistin halkının eline geçmesine neden olmuştur. O güne kadar meydana gelen çatışmalarda İsrail Filistinli gruplar üzerinde çeşitli şekillerde etkili olmuştur. Ancak 7 Ekim 2023 İsrail halkını tedirgin etmiştir. İsrailli siyasetçiler bu durumu geri çevirebilmek adına ilk anlardan itibaren yoğun bir şekilde saldırılara başlamıştır.

İkincisi ise İran-İsrail Savaşıdır. İsrail’in İran’ı diz çöktürebilirim mantığıyla başlattığı savaş 12 gün sürmüş, İsrail ilk günlerde İran üzerinde baskın tesiri elde etmiştir. Ancak İran’ın hava taarruz sistemlerinin devreye girmesiyle İsrail halkı ikinci şoku yaşamıştır. Efsane olan ve delinmez diye algı oluşturulan Demir Kubbe delinmiştir. İran füzeleri İsrail kentlerini vurmaya ve etkili olmaya başlayınca İsrail halkı ülkeyi terk etmek istemiştir. Havaalanlarına ve limanlara akın etmiştir. İsrail hükümeti sınırları kapatmasına rağmen çıkışları durduramamıştır. İsrail hükümeti muhtemel gelişmelere karşı Kıbrıs Rum Kesiminde adeta ikinci yönetim merkezi kurma planlarını yapmıştır. ABD devreye girerek İran’ı bombalamış ve İsrail’in çöküşünün önüne geçici olarak geçmiştir. 

İsrail halkının ülkeyi terk etmesi İsrail açısından beka sorunudur. İsrail tüm saldırganlığını sahip olduğu teknolojik güç ve ABD ile diğer Batılı ülkelerden aldığı askeri desteklerle ürettiği ve sahip olduğu hava savunma ve taarruz sistemleriyle sürdürmektedir. Bütün bunlar açısından oldukça fazla insana ihtiyaç olmaz. Ancak bir coğrafyayı kontrol altına alabilmek ve yönetebilmek için insan gücüne yani kara kuvvetlerine ihtiyaç vardır. İsrail’in kara kuvvetleri zayıftır. Gazze’de siyasi hedefini gerçekleştirememiştir. Arazi arızası olmayan oldukça dar bir coğrafyada hiçbir askeri hedefini ele geçirememiştir. Hizbullah’a karşı harekat yapmadan ince İsrail Kara Kuvvetleri Komutanı istifa etmiştir. Hizbullah’a karşı başarılı olamayacağı aşikardı. İsrail kara kuvvetleri istedikleri gibi ilerleyemedi ve İsrail teknolojik gücünü kullandı. 

Dolayısıyla İsrail açısından yayılmacı politikalarını sürdürebilmesi için insana ihtiyacı bulunmaktadır. Bu ihtiyacını engelleyecek politikalar İsrail’in yayılmacı politikalarının önüne geçebilir.