ABD’li dergiden çarpıcı analiz: “İsrail’in en büyük stratejik tehdidi artık Türkiye”

ABD merkezli American Thinker, Türkiye–İsrail hattındaki gerilimi masaya yatıran dikkat çekici bir analiz yayımladı. Rapora göre Ankara’nın Suriye’den Gazze’ye, Afrika’dan Kafkasya’ya kadar genişleyen nüfuzu, Tel Aviv’de ciddi bir endişe yaratıyor. Dergi, İsrail’in artık “Türkiye’yi İran’dan daha büyük bir tehdit” olarak değerlendirdiğini aktarıyor.

18.11.2025-12:10 - (Son Güncelleme: 18.11.2025-12:10) ABD’li dergiden çarpıcı analiz: “İsrail’in en büyük stratejik tehdidi artık Türkiye”

Analiz, Washington’ın da yakından izlediği bölgesel dengelerin hızla değiştiğini ve Türkiye’nin hem askeri kapasitesi hem dış politika aktivizmiyle İsrail’in güvenlik hesaplarını doğrudan etkileyen bir aktöre dönüştüğünü vurguluyor.

Suriye sahasında yeni denge arayışı

Raporun en tartışmalı bölümlerinden biri Suriye’yle ilgili değerlendirmeler. American Thinker, Türkiye’nin Suriye’deki geçiş yönetimine bağlı 200 bin kişilik bir güvenlik gücünün kurulmasına destek vermeyi planladığını iddia ediyor. Ankara’nın Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın güvenlik yapılanmasına ağırlık vermesi ve buna karşılık İsrail’in özellikle ülkenin güneybatısında Dürzi unsurlara yakın pozisyon alması, iki ülkenin sahadaki tercihleri arasındaki farklılıkların giderek belirginleştiğini gösteriyor. Dergi, bu ayrışmanın ilerleyen dönemde Suriye sahasında yeni gerilim alanları doğurabileceğini savunuyor.

Gazze ve Doğu Akdeniz: İlişkilerin kırılgan başlıkları

American Thinker’ın analizine göre Türkiye–İsrail ilişkilerinin diğer kritik boyutları Gazze ve Doğu Akdeniz’de şekilleniyor. İsrail, Türkiye’nin Gazze için planlanan Uluslararası İstikrar Gücü içinde yer almasına sıcak bakmıyor. Doğu Akdeniz’de ise Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail’in enerji iş birliği Ankara tarafından yakından takip ediliyor. Bu iki dosyanın, ilişkilerde kolay kapanmayacak güvenlik ve diplomatik başlıklar olduğu vurgulanıyor.

Türkiye’nin yükselen bölgesel etkisi

Dergi, Türkiye’nin son yıllarda farklı coğrafyalarda artan askeri ve diplomatik etkisini ayrıntılı biçimde ele alıyor. Afrika’daki operasyon alanlarından Somali’deki büyük denizaşırı üsse, Libya’da Trablus yönetimine sağlanan destekten Kafkasya’da Azerbaycan’ın Karabağ zaferi sonrası artan nüfuza kadar geniş bir etki haritası çiziliyor. American Thinker, bu tabloyu “çok boyutlu bir bölgesel yükseliş” olarak yorumluyor.

Savunma sanayii ve askeri kapasiteye özel vurgu

Türkiye’nin gelişen savunma sanayisi de analizde önemli bir yer tutuyor. Genişleyen SİHA ekosistemi, milli muharip uçak projeleri, 200’den fazla F-16’dan oluşan geniş filo ve NATO içindeki operasyonel kabiliyetler, İsrail açısından Türkiye’yi “yakından izlenmesi gereken askeri güç” konumuna taşıyor. Dergi ayrıca Türkiye’nin F-35 programına geri dönme ihtimalinin bölgedeki dengeleri etkileyebilecek bir gelişme olduğunu belirtiyor.

Gerilim uzun süre gündemde kalabilir

American Thinker, Türkiye ve İsrail’in bölgesel politikalarının birbirine temas eden ve çoğu zaman çatışan çok sayıda başlık içerdiğini hatırlatarak, iki ülke arasındaki gerilimin uzun vadede bölge gündeminden düşmeyeceğini öngörüyor. Özellikle Suriye ve Gazze’deki gelişmelerin, iki ülke arasındaki stratejik rekabeti daha görünür hâle getirebileceği ifade ediliyor.

YORUM YAZ..
Modal