Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Katarlı öğrencilere sınavsız tıp fakültesi’ yalanın ortaya çıkmasına karşın, bu yalanı ortaya attığından dolayı milyonlarca öğrencinin kendisinden özür beklediği CHP Lideri, bunun yerine üniversite sınavının kaldırılması önerisinde bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye zıtlaşırken yalan söylemekte ısrar ediyor. Yalan üretiminde zirveye oturan Kılıçdaroğlu, yaptığı açıklamalarını suçlamadan da öteye taşıyarak iftiraya başladı.
İktidara karşı söylediği yalanları seriye haline dönüştüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün yeni bir yalan zirvesine oturdu. ''Ben devr-i sabık yaratma gibi bir arayışın içinde değilim'' demesine rağmen Kılıçdaroğlu yine şaşırtmadı. CHP Meclis Grubu’nda, yaptığı açıklamada ‘Katarlı öğrencilere sınavsız tıp eğitimi’ yalanını özür beklentisine rağmen tekrar dile getirmesin Kılıçdaroğlu’nun, dış dünyaya karşı çizdiği Türkiye imajı ile de bu kadar da olmaz dedi.
ÖZÜR YOK ÜSTÜNE BİRDE İRONİ VAR
YKS öncesinde, CHP’ye tarafında duran medya kuruluşlarının manşetlere taşıdığı ''Katarlı gençlere Türkiye’de sınavsız tıp eğitimi hakkı verildi'' haberini paylaşarak öğrencilerin motivasyonunu düşürmekle eleştiri alan Kılıçdaroğlu, özür dilemek yerine yeni bir ironi yaptı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘üniversite sınavları kaldırılsın’ çağrısına şu şekilde cevap verdi: ''Bahçeli’ye bir iyi, bir de kötü haberim var. İyi haberim şu, üniversite sınavları kaldırıldı. Kötü haberim, bizim çocuklarımız için değil.'' Kılıçdaroğlu, bu ifadeleri ile Katar yalanına göndermede bulundu.
'MAFYA YÖNETİYOR' YALANI
Hükumetin ekonomide ve hukukta kayıt dışına çıkmasının, yönetimin mafyaya teslim olması anlamı taşıdığına dair söylemlerde bulunan Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin, yeraltı dünyası tarafından yönetildiğini ve korunduğu yalanını da söyledi.
PARADA 'KARA' YALAN
Türkiye’nin şu anda Avrupa’nın en büyük kara para aklayan ülkelerinin başında geldi iddiasında bulunan Kılıçdaroğlu, ''Uyuşturucu, kumar, organ ticareti, kadın ticareti, ne kadar rezil iş varsa hepsini kabul ettiler, sineye çektiler, ‘Parayı getirin’ dediler. Neden saray ve beslemeleri sessiz kalıyor bu konuda? Beslendikleri için. Ekonomi ve hukuk kayıt dışına çıkınca bu tür rezaletler Türkiye’de yaşanıyor'' şeklindeki ifadeleri ile de pes dedirtti.
KANAL İSTANBUL TEHDİDİNDE SINIR TANIMIYOR
Yüzyılın projesi olan Kanal İstanbul’a daha önce kaynak sağlayacak ülke ve şirketlerine tehditte bulunan Kılıçdaroğlu, tehdidin boyutunu dün durumu abarttı. Kılıçdaroğlu, ''Öyle bir hale geldik ki bu yerli ve milli ayaklarıyla geçinenler şimdi egemen güçlerin taşeronluğunu yapmaya başladılar. Kanal İstanbul’a para verirse, Kanal İstanbul yapılırsa yabancı güçler söke söke bu paraları alırlarmış. Temsilciye bak, Erdoğan; dış güçlerin temsilcisi. Alacağım, söke söke alacağım. Buradan bir daha söyleyeyim. Bu işe giren müteahhit kendisini unutsun. Bankalara, kredi kuruluşlarına sesleniyorum, bu işe kredi veren unutsun kendisini, yok öyle bir şey. Bürokratlara söylüyorum, bunun altına imza atan bürokratın burnundan fitil fitil getireceğim'' diye konuştu.