Asırlık Çınarların Anıları
İzmir'de yaşayan 99 yaşındaki Halil İbrahim İnan, 10 Kasım 1938 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatını asla unutamıyor. İnan, o günden beri yaşadığı acıyı ve anıları aktarıyor.
Çocukluk Yılları ve Atatürk
Halil İbrahim İnan, Manisa'nın Salihli ilçesinde dünyaya gelmiş. Bir yaşında babası vefat etmiş ve annesi tarafından büyütülmüş. İnan, çocukluk yıllarında Atatürk’ü görmek için köydeki tren istasyonuna gitmiş ve Atatürk'ün el salladığını duyduğunda hissettiği coşkuyu anlatıyor:
"Köylüler, 'Atatürk İzmir’e geliyor.' diye heyecanla haber verdi. Herkes demir yoluna çıktı ve hep bir ağızdan 'Atatürk' diye bağırdık."
O Acı Hatıra
İnan, Atatürk'ün vefat ettiği günü de unutamıyor. O gün annesinin gözyaşlarıyla şu cümleyi sarf ettiğini belirtiyor:
"Babamız öldü, Atatürk öldü." O anda 35 haneli köyde herkesin gözleri yaşla dolmuştu.
Abdurrahman Başaran ile Anılar
Halil İbrahim İnan'ın huzurevi arkadaşı Abdurrahman Başaran da 10 Kasım 1938'de 4. sınıfta olduğunu, öğretmenlerinin onları sıraya dizerek Atatürk'ün vefatını duyurduğunu söyleyerek şu duygularını dile getiriyor:
"Tek biz değil, tüm Türkiye Cumhuriyeti ağladı. Atatürk'ün vefatı bizde çok büyük bir acı yarattı."
Atatürk'ün Mirası
Başaran, Atatürk'ün büyük zorluklarla Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğunu ve ülkenin daha aydınlık yarınlar için önemli adımlar attığını vurguluyor:
"Böyle bir insan bir daha dünyaya gelmez."
Melahat Olcay'ın Anısı
99 yaşındaki Melahat Olcay ise Atatürk’ün Türk kadınına sunduğu hakları asla unutmadığını ve her 10 Kasım'da onun için duyduğu özlemin arttığını ifade ediyor:
"Atatürk'ü anmak benim için her zaman önemli. O gün arkadaşlarımla beraber ağladığımızı hatırlıyorum."
Bu tür anılar, 10 Kasım'ın sadece bir tarih değil, Türk halkının gönlünde bir yer edindiğini ve Atatürk'ün mirasının devam ettiğini göstermektedir.
İzmir'de yaşayan 99 yaşındaki Halil İbrahim İnan, Abdurrahman Başaran ve Melahat Olcay, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefat ettiği 87 yıl önceki 10 Kasım gününü unutamıyor.