Katar’dan İsrail'e karşı ilk hamle: Doha Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’ne mektup yazdı!
Katar, İsrail’in 9 Eylül’de başkent Doha’ya düzenlediği saldırıyla ilgili olarak Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’ne (ICAO) resmi bir mektup gönderdi. Doha yönetimi, saldırının egemenlik haklarına ve uluslararası anlaşmalara açık bir ihlal olduğunu vurgulayarak, uluslararası hukuk çerçevesinde tüm haklarını saklı tuttuğunu duyurdu.
Katar’dan Uluslararası Girişim
Katar resmi haber ajansı QNA’nın aktardığına göre, Doha yönetimi saldırı sonrası uluslararası kuruluşlar nezdinde girişimlerini sürdürüyor. Bu kapsamda Katar’ın ICAO Daimi Temsilcisi İsa Abdullah el-Maliki, ICAO Konsey Başkanı’na ilettiği resmi mektupta, İsrail’in 9 Eylül’deki saldırısının Chicago Konvansiyonu’nun ihlali anlamına geldiğini kaydetti.
Mektupta, “İsrail’in düzenlediği saldırı, Katar’ın egemenliğine yönelik açık bir ihlal olduğu gibi uluslararası sivil havacılık hukukunu da alenen çiğnemektedir. Katar, bu bağlamda uluslararası hukuk kapsamındaki tüm haklarını saklı tutmaktadır” ifadelerine yer verildi.
İsrail’in Doha’daki Saldırısı
İsrail ordusu, 9 Eylül’de Gazze’deki ateşkes ve esir takası müzakerelerinde arabuluculuk yapan Hamas heyetinin bulunduğu binaya Doha’da hava saldırısı düzenlemişti. “Kanlı suikast” olarak nitelendirilen saldırıda, Hamas Siyasi Büro üyesi Halil el-Hayye’nin oğlu, dört Hamas mensubu ve bir Katar polisi olmak üzere toplam 6 kişi yaşamını yitirmişti. Hamas’ın üst düzey kadrosu ise saldırıdan kurtulmuştu.
Netanyahu’dan Yeni Tehdit
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, saldırının ertesi günü yaptığı açıklamada Katar yönetimini hedef almış, “Ya onları sınır dışı edersiniz ya da adalete teslim edersiniz. Bunu yapmazsanız biz yapacağız.” sözleriyle Doha’ya yeni saldırı tehdidinde bulunmuştu.
Uluslararası Hukuk Mücadelesi Başladı
Katar’ın ICAO’ya gönderdiği mektup, Doha yönetiminin saldırıyı yalnızca diplomatik kınamalarla sınırlı tutmayacağını, uluslararası hukuki mekanizmaları da devreye sokacağını gösteriyor. Uzmanlara göre Katar, önümüzdeki süreçte Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası mahkemelerde de İsrail’in eylemlerini gündeme taşıyabilir.