Her iki ülke de, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun (BMGK) yaklaşan oturumu öncesinde Filistin’i resmen tanıdıklarını duyurdu. Kararlar, iki devletli çözüm vizyonunu yeniden gündeme taşırken, bölgedeki diplomatik dengeleri de hareketlendirdi.
Kanada’dan “net tavır”
Kanada Başbakanı Mark Carney, hükümetin Filistin’i devlet olarak tanıma kararı aldığını açıkladı. Carney, bu adımın İsrail’in yerleşim politikaları, Batı Şeria’daki işgal uygulamaları ve Gazze’deki ağır insani kriz nedeniyle kaçınılmaz hale geldiğini vurguladı.
Kanada’nın tanıma kararını, Filistin’in 2026 yılında Hamas’ın katılımı olmadan seçimlere gitmesi ve demokratik reformları uygulaması koşuluna bağladığı da açıklandı.
Avustralya’dan “BMGK öncesi mesaj”
Benzer bir adım Avustralya’dan geldi. Başbakan Anthony Albanese ve Dışişleri Bakanı Penny Wong, Filistin’in tanınacağını duyurarak kararın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 80. oturumunda resmileştirileceğini belirtti.
Avustralya yönetimi, Filistin’in gelecekteki devlet yapısında Hamas’ın rol üstlenmemesi gerektiğini özellikle vurgularken, seçim, devlet kurumlarının inşası ve güvenlik düzenlemeleri gibi başlıklarda Filistin yönetiminin taahhütlerini önemsediğini açıkladı.
Uluslararası dengeler değişiyor
Kanada ve Avustralya’nın kararları, başta Fransa ve Birleşik Krallık olmak üzere Batılı ülkelerde yeni tanıma adımlarının gündeme gelmesi ihtimalini güçlendirdi. Avrupa’nın bazı başkentlerinden de benzer açıklamaların kısa süre içinde gelebileceği yorumları yapılıyor.
Öte yandan, bu tanıma kararları İsrail tarafından sert biçimde eleştirilirken, Hamas’ın rolü, rehineler meselesi ve bölgesel güvenlik riskleri uluslararası tartışmalarda öne çıkıyor.
İki devletli çözüm yeniden gündemde
Kararlar, yıllardır atıl durumda kalan iki devletli çözüm planını yeniden diplomatik masaya taşıdı. Uzmanlara göre, Filistin’in tanınması sembolik olmaktan öte, uluslararası hukuk açısından egemenlik tartışmalarını güçlendiren ve barış görüşmelerine ivme kazandırabilecek bir gelişme niteliği taşıyor.