Osmanlı'da Şehircilik Anlayışı: Osmanlı' da birçok millet ve dinden insanın bir arada yaşadığını biliyoruz. Kültürel, ekonomik ve sosyal alanda çeşitlilik yaratan bu durum Osmanlı'da hoşgörü ile karşılanan bir durumdu. İstanbul'da karışık etnik kökene mensup insanlar istedikleri mahallede yaşamıştır.
Aynı zamanda bu mahalleden taşınabilme konusunda da rahatlığı vardı. Devlette farklı grupların bulunması heterojen bir dağılımı oluşturuyordu. Diğer ülkelere ve milletlere baktığımızda getto denilen mahallelerin olduğunu görüyoruz. Yabancı kişilerin buralarda yaşaması mecbur hale getirilmiş. Bizde öyle bir uygulama yok ancak Müslümanlar olarak şehircilik hayatında o tarz muamelelere maruz kaldığımızı söyleyebiliriz.
Osmanlı Şehircilik Hayatında Kültürel ve Mimari Benzerlik
Osmanlı'da Şehircilik Anlayışı: Osmanlı Devleti birçok farklı grup ve milletten meydana geldiği için birçok farklı kültürü ve din anlayışını beraberinde getirmiştir. Özellikle Anadolu ve Balkan şehirlerinde mimari ve kültürel anlamda benzerliğin ve etkileşimin ifadesini görürüz. Bursa, Edirne, Üsküp, Sofya gibi şehirlerde birçok açıdan birbirini yansıtan mimariye sahiptir. Ortaya çıkan çok kültürlülüğün sonucu olarak nüfusta çeşitlilik meydana gelmiştir. Mimari hayat, ticaret, yeme ve içme konularında benzerlik ve ortak özellikler görülmektedir.
Milletler birbiriyle etkileşime girerek karşılıklı kültürlerini yaymışlardır. Osmanlı hoşgörülü bir dine mensup olduğu için her milletin ibadethanelerine ve mimari yapısına şahit olabiliriz. Taştan, ahşaptan ve birçok malzemeden mimari eserler yapılmıştır. Milletler birlikte bedesten çarşılarına girebilir, ticaret hayatına ve birçok faaliyete katılabiliyordu.
Her milletin kendine özel bir dini vardır. Dinlerini birbirlerine öğretirler. Gelenek ve görenekleri çevrelerine anlatırlar. Özellikle Evliya Çelebi yazmış olduğu 10 cilt olan Seyahatnamesinde Osmanlı Devleti'nin gelenek ve göreneklerine ışık tutar. Ne gibi aşamalardan geçtiğini, insanların oluşturduğu kültürel çeşitliliğin imparatorluğa etkisini gözler önüne serer.
Fetihten Sonra Osmanlı Şehircilik Hayatı
Osmanlı'da Şehircilik Anlayışı: Fatih Sultan Mehmet'in 1453'te İstanbul'u fethetmesiyle beraber birçok insan asker olarak Balkan ve Anadolu coğrafyalarından İstanbul şehrine gelmiştir. Her milletten ve Müslüman gruplardan oluşan kişiler bir araya yaşamaya ortak alanları paylaşmaya başladılar. İstanbul'da Müslümanlar olmak üzere Ermeni, Yahudi, Ortodoks milletlerin ortak noktasıydı.
Birçok kutsal emanetin bulunduğu yer olarak dünya tarihinde en zengin milletleri barındıran şehirlerden biri olarak dikkat çekmektedir. Osmanlı dışında bulunan şehirlerde isteyen istediği yeri tercih edemezdi. Belli yasaklar ve kısıtlamalar getirilmişti. Mahalleler getto mahallesi olarak ayrıma tabii tutuluyordu.
Ancak Osmanlı Devleti'nde isteyen istediği yere oturabilirdi. Aynı zamanda taşınma hakkı ve ticaret yapma fırsatı da tanınmıştı. Osmanlı'ya zarar vermediği sürece kendi hayatını sürdürme konusunda rahat olduğunu söyleyebiliriz. Devlette oluşan bu çok kültürlülük birçok gelenek ve göreneğin, öğrenilmesini sağlamıştır. Milletler birbirine birçok değer ve kültür katmıştır. Bu sebeple Osmanlı'da yaşanan şehircilik hayatı son derece zengin bir nüfus çeşitliliğini katmıştır.