Osmanlı’da Başbakanlık Unvanı

Osmanlı’da başbakanlık unvanı, Vezir-i Azam ya da Sadrazam olarak geçmekte ve günümüzün başbakan unvanına karşılık gelmektedir. Vezir-i Azam; padişahın vekili olarak hizmet verirken, kararlarda kullanması için altın mühür taşımaktadır.

23.07.2020-16:22 - (Son Güncelleme: 23.07.2020-16:19) Osmanlı’da Başbakanlık Unvanı

Osmanlı’da başbakanlık unvanı, "Vezir-i Azam" ya da "Sadrazam" olarak geçer.

Veziri-i azam;

  • Divana başkanlık edebilir,
  • Padişah sefere gitmediğinde, ordunun başında yer alır,
  • Ordunun başında dururken Serdar-ı Ekrem olarak, padişahın tüm yetkilerini kullanmaya vakıftır.

Sadrazam, padişahın mutlak vekili olmakla birlikte, padişah adına tuğralı altın mührünü taşıyarak, padişahın iradesini ve fermanını kullanmaya kadirdi.

Osmanlı Devleti’nde Başbakanlık Nasıl Yürütülürdü?

Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde kullanılan vezir tanımı, Orhan Gazi zamanında dört vezir ilmiye sınıfı üzerinden vezirlik olarak ilerlemiştir. I. Murad zamanında Çandarlılar, kazaskerlikten vezir olurken, yine I.  Murad döneminde vezir sayıları artmış ve birinci vezir, ikinci vezir gibi unvanlar kullanılmaya başlanmıştır.

Tüm bu unvanların yerini zamanla Vezir-i Azam ya da Sadrazam unvanı takip etmiştir. 15.yüzyıl sonlarına doğru ise vezir sayısı üçte kalmıştır. Vezirlere Divan-ı Hümayun ya da Kubbealtı toplantılarında kubbe veziri ya da kubbenişin sıfatları da kullanılmıştır.

Sadrazam;

  • Padişah fermanı doğrultusunda atanırdı.
  • Ferman doğrultusunda sadrazamın tüm görev ve yetkileri belirlenirdi.
  • Yeni atanan bir sadrazam (vezir-i azam) için; hatem-i şerif, hamet-i vekalet, mühr-i sadaret verilirdi.

Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar, padişahlar divana başkanlık etmiş, ancak Fatih Sultan Mehmet zamanıyla birlikte vezir-i azam (sadrazam) divana başkanlık etmeye başlamıştır. Divan sonunda ise konuşulan tüm konular, vezir-i azam tarafından, padişaha sunulurdu.

Osmanlı’da Divan-ı Hümayun Önemi Nedir?

Osmanlı’da başbakanlık unvanı, sadrazam ya da vezir-i azam tarafından yerine getirilirdi. Divan-ı Hümayun, Osmanlı’nın tüm devlet işlerinin görüşüldüğü yerdi. Divan kurulu ilk olarak Orhan Gazi tarafından kurulmuş, Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar, divan toplantılarına padişahlar, başkanlık etmiştir.

Divan-ı Hümayun’da alınan tüm kararlar, padişahın onayından geçmek zorundaydı. Genellikle sabah namazı öncesinde yapılan toplantılar için, sarayda bir odada yapılırdı.

Divan görevleri arasında;

  • Yasaları hazırlayarak, üst düzey davalara bakmak,
  • Fethedilmiş yerlerin listesini çıkarmak,
  • Para basılıp basılmayacağına karar vermek,
  • Herhangi bir ödeme için, hazineden para alınıp alınmayacağına karar vermek,
  • Vergilerin düzenli şekilde toplanmasını sağlamak olarak açıklanabilir.

Vezir-i Azam, padişahın katılmadığı her divan toplantısına başkanlık ederek, konuşulan konuları, alınan kararları, padişaha iletmekten mesuldü.

Osmanlı’da Divan Üyeleri Kimlerden Oluşurdu?

Osmanlı Devleti’nde divan üyeleri; Vezir-i azam, vezirler, kazasker, nişancı, Kaptan-ı Derya ve Şeyhülislam’dan oluşurdu.

  • Vezir-i Azam: Padişahın katılmadığı tüm toplantılara başkanlık yapardı. Vezir-i Azam, Osmanlı’da başbakanlık unvanı olarak, padişahtan sonra gelen en önemli devlet adamı olarak, padişahın mührünü taşırdı. Ordunun başında padişah olmadığı zamanlarda, Serdar-ı Ekrem yani Başkomutan olarak görev alırdı. Vezir-i Azam, Kanuni Sultan Süleyman dönemiyle birlikte Sadrazam unvanını almıştır.
  • Vezirler: Sadrazamın her türlü işinde kendisine yardımcı olan kişiler olarak hizmet vermişlerdir.
  • Kazaskerler: Kadı ve müderrislerin atanmasının ya da görevden alınmasının kararını verirken, büyük davalara da kazaskerler bakardı.
  • Defterdarlar: Osmanlı Devleti’nin her türlü mali işleriyle ilgilenen kişilerdir. Devletin gelir ve gider hesaplarını takip ederlerdi.
  • Nişancı: Padişahın mührünü taşıyan kişidir. Padişahın emirlerinin altına mührü basar, fethedilen yerlerin listesini tutmakla yükümlüdür.
  • Kaptan-ı Derya: Başkomutan olarak bilinir. Divan toplantılarına ancak ihtiyaç duyulduğunda çağırılır. Donanmanın durumu ve denizler konusunda görüşlerini alınırdı.
  • Şeyhülislam: Osmanlı Devleti’nde ilmiye sınıfının en üst görevlisidir. Osmanlı Devleti’nin en yüksek mertebedeki din görevlisi olan Şeyhülislam; yeni padişahlar için düzenlenen kılıç kuşanma törenleri ve cenaze namazlarında görev alırdı. Yapılan her türlü işin dine uygun olup olmadığı konusunda kendisinden fetva alınırdı.

Padişahın neredeyse sağ kolu olan sadrazam ve dolayısıyla Divan-ı Hümayun, günümüzün Bakanlar Kurulu olarak bilinir. Sadrazam ise Başbakan sıfatını kullanır.

YORUM YAZ..

En Çok Okunanlar

Modal