Kastamonu’da yaşayan emekli astsubay 89 yaşındaki Ahmet
Karayel, 1954 yılında eğitimini tamamlayıp astsubay olarak göreve başladı. Ahmet
Karayel, 1974 yılında Türkiye tarafından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin
işgalden kurtarılması için başlattığı mücadeleye katıldı. Karayel’in kardeşi 69
yaşındaki Ferruh Karayel de, Mersin’de deniz piyadesi olarak eğitim aldıktan
sonra Türkiye’nin KKTC’ye düzenlediği operasyona katılmak üzere Ertuğrul
Gemisinde Havancı olarak KKTC’ye gitti. Bir süre sonra kardeşi Ferruh
Karayel’in şehit olduğuna dair haber alan Ahmet Karayel, kardeşinin naaşını
almak için tugaya gitti. Tugayda kardeşini sağ olarak karşısında gören Ahmet
Karayel, şaşkınlık yaşadı. İsim benzerliğinden dolayı kardeşinin şehit olduğunu
düşündüğünü söyleyen Ahmet Karayel, Kıbrıs Barış Harekatında aktif olarak
kardeşi Ferruh Karayel ile birlikte görev aldı ve omuz omuza mücadele etti.
NAAŞINI ALMAYI
DÜŞÜNÜRKEN KENDİSİYLE KARŞILAŞTIM
Kardeşi Ferruh Karayel ile omuz omuza mücadele ederek
KKTC’nin kurtarılmasında görev alan Ahmet Karayel, Kıbrıs Barış Harekatı’nda
kafasından yaralanarak gazi oldu. Harekatın sona ermesiyle Ahmet Karayel,
emekliliğe ayrıldı. Askerlerle Kıbrıs’ta keşif yaptıklarını belirten Emekli
Astsubay Ahmet Karayel, ‘Bu sırada 3’üncü taburun bulunduğu yere kadar geldik.
Askerlerden bir tanesi benim burada abim var dedi. Onu bir göreyim dedi. Geldik
askerin abisini bulduk. Asker gönderip abisini çağırdı. Bizde bu sırada bekliyoruz,
sohbet ediyoruz. Gelmiş benim karşıma hiç haberi yok. Sonra baksana abin gelmiş
dedi komutanın birisi, sonra Ferruh uyandı, boynuma sarıldı. Ben kardeşimin
Kıbrıs’ta olduğunu biliyordum ama hiç karşılaşmamıştık. Ferruh isminde bir
askerin şehit olduğunu söylediler bana. Ben de şehit olanın kardeşim olduğunu
sanıyordum. Naaşını almayı düşünürken kendisiyle karşılaştım. Birbirimize
sarılıp uzun süre ağlaştık. Daha sonra iki kardeş biz, Kıbrıs’ta çatıştık,
değişik görevler aldık’ dedi.
‘PUSUYA DÜŞTÜK, YUNAN
ASKERLERİNİ ÖLDÜRÜP HAYATTA KALDIK’
Kıbrıs’ta şehitleri ve yaralıları ziyaret etmeye gittikleri
sırada ormanda pusuya düştüklerini anlatan Ahmet Karayel, ‘Ormanda yolda
ilerken bizleri sardılar, 10 kişi falandılar. Çantaları çadırlarda bırakmıştık,
yanımızda silahlarda yoktu. Fakat tabancalar arkamızdaydı. Sağa sola bakışırken
ne yapalım diye düşünürken anlaşmaya çalışıyoruz. Şunu sen al, bunu ben alayım
gibisine konuşuyoruz. O anda bizim uçaklar sanki bizleri görmüş gibi alçaktan
uçuş yaptılar, onlarda havaya bakınca bizler tabancaları çekip orada adamları
öldürüyoruz. Bu şekilde kendimizi kurtardık’ diye konuştu.
‘BAKRAÇLARINI
TAŞIDIĞIM İNGİLİZ KADININ YARDIMIYLA ŞEHİT OLMAKTAN KURTULDUM’
Girne’de mayın araması yaptıkları sırada İngiliz bir kadınla
karşılaştıklarını anlatan Ahmet Karayel, ‘Yanımda üç tane asker vardı. Üç
askerde başka bir arkadaşın yanındaydı. Biz yolda mayın aramaya başladık. Yolda
mayın ararken bir tane İngiliz kadını yolda elinde bakraç ile rampayı çıkmakta
zorlanırken gördüm. Bende askerlere şuna yardım edeyim diyerek gidip yanına
bakraçlarını aldım ve tepeye kadar çıkartıverdim. Bizimde mayın arayacağımız
bölge İngiliz kadının evinin yanından geçiyor. Bakraçlarını evinde kadar
bıraktım, kadın bundan çok memnun kaldı ve bizlere ayran ikram etti. Fakat
kadın bizlere eliyle işaret ederek nereye gidiyorsunuz diye soruyor. Bizde bir
sağ yol var, birde sol yol var. İki yol yukarıda ana yola birleşiyor. Kadın
bize sürekli sağ yoldan gidip diyor ama bizinde sol yoldan gitmemiz gerekiyor.
Arkadaşlar bu kadın herhalde bir şey biliyor, casus falanda olabilir, biz yine
sol yoldan gidelim dediler. Bizler tekrar mayın aramaya başladık. Ben kadına
güvendim sağ yoldan gittim, arkadaşta sol yoldan gitti. 100 metre ilerledikten
sonra ateş altında kaldılar, bizler ise taşlar vardı kendimizi öyle koruduk.
Ateş 10 dakika devam etti, biz tekrar mayın aramaya devam ettik. Bizim askerler
gelmeyince gidip baktık hepsi şehit olmuşlar. O gece Yunan birlikleri gizlice o
tepeye çıkarma yapmış ve kadının oturduğu evin yanından geçmişler. Kadın onları
gördüğü için bize o yüzden sağ yoldan gitmemizi söylüyormuş. Ben, o kadın
sayesinde hayatta kaldım ama maalesef arkadaşlarımı kaybettim’ şeklinde
konuştu.
‘ÇANAKKALE SAVAŞINI
BABALARIMIZ, AYAKLARINDA ÇARIKLARLA KAZANDI’
Çanakkale Savaşını babalarının ayaklarında çarıklarla
kazandığını söyleyen Karayel, “Çanakkale’de şimdiki gibi bolluk yoktu.
Ayaklarda çarıklar vardı, kıtlık vardı. Çanakkale’de bu şekilde mücadele
edildi. Ama yine Türk milleti, cesaret örneği gösterip bağımsızlığını kazandı.
Babam, Çanakkale’de görev aldı. Bizlere anılarını anlatırdı. Çok zorluklarla
kazandıklarını söylerdi babam Çanakkale Savaşını. Allah’a çok şükür Türkiye
cesaretli bir millet. Çanakkale Savaşına çok sayıda Cide’den evlatlarımız
gitmiştir. Ellerine kına yakmışlardır, tüm ilçemizin yiğitleri Çanakkale’ye
gitti ama bir daha da geri dönmediler, hepsi şehit oldular” ifadelerini
kullandı.
‘KARŞIMDA ABİMİ GÖRÜNCE
BOYNUNA SARILIP AĞLADIM’
69 yaşındaki Ferruh Karayel, eğitimin tamamlanmasıyla
birlikte Türkiye’nin başlattığı Kıbrıs Barış Harekatına katılmak üzere KKTC’ye
gönderildi. Kıbrıs Barış Harekatında yaralanarak gazi olan Ferruh Karayel,
şöyle konuştu: ‘Biz devamlı havan mevziisi kazıyorduk. Bir gün iki arkadaşımız
bizim bulunduğumuz yere geldi. Hemen kürekleri bırakıyorsunuz toplanma
alanlarına gidiyorsunuz dedi. Senin abin gelmiş dedi, seni görmek istiyor dedi.
Komutana, 'Benim abim var Kıbrıs’ta. Hem de kıdemli astsubay başçavuş' dedim.
'Kürekleri bırakın hemen arkadaşı alın toplanma merkezine gidin' dedi. Toplanma
bölgesine geldik. Komutanlar toplanmış, sohbet ediyorlar. Ben tabii ki abime
bakıyorum acaba hangisi diye. Meğerse abim benim karşımda duruyormuş. Ben selam
verirken tüfeğimi de düşürdüm, ondan sonra abime sarıldım, nasıl ağlamışım.
Gözlerimden yaşlar pınar gibi aktı.’