Rusya'da yaşayan çok sayıda kişi de boş vakitlerini bu ormanda geçiriyorlar. tıpkı Stephan gibi. Stephan tatillerinde ormana gidiyor. Ancak herkes gibi o da ormandaki vahşi yaşamdan haberdar olduğu için her ormana geldiğinde kendini savunmak için çeşitli silahları da beraberinde getiriyor.
Hayvanları çok sevdiği için avlanmaktan hoşlanmayan stephan acil durumlar için yine de yanında silah taşırdı. Yine bir gün ormanda dolaşırken stephan, bir hayvanın kendisine yaklaştığını fark etti. Kısa süre sonra ise bu hayvanın bir kaplan olduğunu anladı. Kaplan, Stephan'a yaklaşmaya devam etti. Sonrasında olanlar şaşkınlık yarattı.
Stephan ise ondan korkmadı. Çünkü kaplanın yardıma ihtiyacı olmadıkça bir kişiye yaklaşmayacağını biliyordu. Adam kaplanı izliyor ve ne istediğini anlamaya çalışıyordu. Stephan daha sonra oradan uzaklaştı. Her zamanki gibi çadırını kurdu ve uykuya daldı. Sabahın erken saatlerinde uyandığında ise aynı kaplanın çadırının biraz ötesinde durup ona baktığını gördü. Ne yapması gerektiğini bilemeyen Stephan silahını kullanıp kullanmama konusunda da kararsızdı.
Kaplan ise sakindi ve sanki bir şey söylemek istiyormuş gibi çadırın etrafında dolanıyordu. Bu sırada Stephan, eşyalarını toplayıp bir çantaya koydu. Silahını arkasına astı ve kaplana doğru ilerledi.
Stephan daha sonra oradan uzaklaştı. Her zamanki gibi çadırını kurdu ve uykuya daldı. Sabahın erken saatlerinde uyandığında ise aynı kaplanın çadırının biraz ötesinde durup ona baktığını gördü.
Hayvan dönüp ilerlemeye başladığında, adam, hayvanın kendisine bir şey göstermek ve ondan yardım istemek için onu bir yere götürmek istediğini anladı. Stephan, istenilen yere gelene kadar onu takip etmeye karar verdi. Adam, kaplanın arkasında yaklaşık bir kilometre yürüdü. Sonra kaplan uzun bir çimenliğin ortasına girdi ve oradan iki küçük kaplanı çıkardı.
Bu da dev kaplanın ne istediğini nihayet anlayan Stephan'ı şaşırttı. Kaplan, kesinlikle yeni doğan yavru kaplanlar için Stephan'dan yardım istedi. Adam o anda yerde yatan başka bir kaplanı fark etti. Yerde yatan kaplan, yavruların annesiydi.
Stephan, kaplanın ondan ne tür yardım istediğini ilk başta anlamadı. Ama dişi kaplana yaklaştığında hayatını kaybetmek üzere olduğunu gördü. Anne kaplan güçlükle nefes alıyordu. Stephan ona yardım etmeye çalışsa da maalesef kısa süre sonra hayatını kaybetti. Stephan'ı izleyen kaplan ise annenin ölmek üzere olduğu için artık yavrulara bakamayacağını fark etti.
Stephan, dişi kaplanı kurtaramadığı için çok üzüldü. Ama yavru kaplanları kurtarmak için hala elinde bir şans vardı ve vakit kaybetmeden yavruları alıp eve götürmeye karar verdi. Stephan, yavru kaplanları veterinere götürdü ve hemen tedaviye başlanmasını istedi.
Stephan yavruları eve getirdi ve veterinerin talimatları doğrultusunda onlara bakmaya başladı. Kısa sürede iki yavru kaplan ayaklanıp evin içinde yürümeye başladılar. Adam sürekli kaplanları izliyor ve onları hiç şüphesiz ormanda sabırsızlıkla bekleyen kaplan babalarına geri döndürmek için iyi yürüyebilmelerini ve güçlerini geri kazanabilmelerini bekliyordu. Stephan kendisine güvenen bir kaplana asla ihanet edemezdi. Bir aydan fazla bir süre geçtikten sonra kaplanlar büyüdü ve daha güçlü hale geldiler. Sonra Stefan, vahşi yaşamda yalnız yaşamaya hazır olduklarını fark etti ve onları ormana götürdü.