Barok resmin en güzel örneklerinden biri olan İnci Küpeli Kız; bakışı, duruşu ve görünüşüyle Kuzeyin Mona Lisa’sı olarak anılıyordu. Yağlı boya tablo için birçok farklı hikaye anlatılmıştır. Portre sanılan tablo aslında bir Tronie. Bu Altın Çağ’da tercih edilen ve ifadelerin daha güçlü verildiği bir tür. İşte detaylar…
İnci Küpeli Kız tablosunun ressamı Johannes Vermeer’dir. Evlerin içinde özellikle kadınların gündelik hayatlarını betimlediği tablolarıyla bilinen Hollandalı ressam Vermeer, barok dönem ressamlarından biri.
Hayatı boyunca başarılı ve taşralı bir ressam olarak bilinen Vermeer, ölümünün ardından ailesine borç bırakınca aslında bu işi zengin olmak için yapmadığı da anlaşılmaktadır. Sipariş üzerine tablo yapan Vermeer belli ki bu tablolardan ziyade kendi çalışmalarına yönelmiş.
Tablolarındaki ışık kullanımıyla ünlenen Vermeer’in yaşadığı dönem ona ün getirmemiştir. 1866 yılında yani ölümünden iki yüzyıl sonra sanat eleştirmeni Throe Bürger tarafından keşfedilmiştir. Çoğunlukla evi konu aldığı iç mekanları resmeden Vermeer, böylece Hollanda’daki dönemin sosyal yaşamı hakkında da ipuçları vermiştir. Hizmetçilerden zenginlere kadar her sosyal yaşamı resmetmiştir.
Hikayesi ve inci küpeli kızın tam olarak kim olduğu bilinmese de en çok anlatılan hikaye onun bir hizmetçi olduğunu söylüyor. Buna göre 17. Yüzyıl döneminde Hollanda’da yaşayan bu kız babasının kör kalması üzerine çalışmak için ünlü ressamın evine hizmetçi olarak geliyor.
Kızın resimlere ve renklere ilgisi Vermeer’in de ilgisini çeker ve çalışmalarını ona daha yakından gösterir. Başlarda ressamın atölyesinde sadece temizlik için giren inci küpeli kız, Vermeer’den renkleri karıştırmayı öğrenir.
Gittikçe birlikte daha çok vakit geçirmeye başlayan ikili, Vermeer’in eşi ve kızı tarafından hedef olarak görülür. Bu durum onların hoşuna hiç gitmez. Ailesinin atölyeye girmeye izni olmazken inci küpeli kızın odadan çıkmaması kıskançlık duygusunu alevlendirir.
Bu sırada Vermeer, varlıklı bir adamdan bir tablo siparişi alır. Bunun üzerine ünlü ressam bu hizmetçi kızın model olmasını ister. Bugün inci küpeli kız olarak anılsa da kızın sosyo–ekonomik durumu incilerin ona ait olmasının pek de mümkün olmadığını gösteriyor.
Hizmetçi kız, Vermeer’in tablosuna model olur ancak tablo bir türlü bitmiyordur. Ressam onda bir eksik görüyordur. Gördüğü eksiği karısının inci küpeleri ile tamamlar. Tablo inci küpelerle tamamlanınca karısının bunu öğrenmesi üzerine hizmetçi kız evden kovulur. Ancak ona ne olduğu asla bilinmiyor.
Efsanevi resim, 2018'in başlarından bu yana Hollanda'nın Lahey kentinde Mauritshuis Müzesi’nde özel olarak inşa edilmiş bir cam odada tutuluyor.
1665 yılında Hollandalı ressam Johannes Vermeer tarafından yapılan ünlü tablo, iki bilim insanı tarafından Xray ışınları ve mikro görüntüleme teknolojisiyle tarandı.
Çıplak gözle, kızın bir model portresi olmadığı teorisini destekleyen kıllar veya çiller gibi gerçek yaşamdaki fiziksel detaylar neredeyse hiç görülmezken özel teknolojiyle yapılan inceleme sayesinde insani detaylar da fark edildi. Makro-X-ışını taraması ve mikroskobik inceleme ile Vermeer'in kahverengi boya kullanarak her iki gözün etrafına küçük kirpikler yaptığını ortaya koydu.
Yapılan çalışmada en büyük keşiflerden biri, Vermeer'in kızı insan gözünün gördüğü gibi boş, siyah bir kanvasın önünde değil, yeşil bir perdenin önünde tasvir etmesi oldu.
İnci Küpeli Kız, birçok kitaba ve filme konu oldu. Girl with a Pearl Earring, yönetmeni Peter Webber olan 2003 yapımı film. Tracy Chevalier'in aynı adlı romanından uyarlanmıştır.
Hikayeye uygun olarak bir hizmetçi gibi gösterilen İnci Küpeli Kız filminde Scarlett Johansson, Colin Firth, Tom Wilkinson ve Cillian Murphy gibi isimler rol almıştır.
İnci Küpeli Kız tablosunun ressamı Johannes Vermeer. Ancak İnci Küpeli Kızın kim olduğu hala gizemini koruyor.