Beşiktaş'ın Eski Teknik Direktörü Carlos Carvalhal'dan Açıklamalar

Beşiktaş'ın eski teknik direktörü Carlos Carvalhal özel açıklamalarda bulundu

24.01.2020-16:25 - (Son Güncelleme: 24.01.2020-16:16) Beşiktaş'ın Eski Teknik Direktörü Carlos Carvalhal'dan Açıklamalar

Beşiktaş’ta 2011-2012 sezonunda görev yapan Portekizli teknik adam Carlos Carvalhal, Coaches' Voice'e özel bir röportaj verdi ve Türkiye’de görevde bulunduğu dönemle ilgili açıklamalarda bulundu.

“İnsanlar beni güler yüzlü, mutlu bir insan olarak bilir ve öyleyimdir. Zor durumlarda bana yardım eden karakterimin bir parçasıdır bu. Ancak Beşiktaş'ta içinde bulunduğum durum, başkalarından daha fazla gülme konusunda beni zorladı.
Neden bu kadar zordu? Şunu bir hayal edin; yerine gittiğiniz teknik direktörün hapse girdiği, kritik durumda olan bir kulübe gidiyorsunuz. Ve hapisten çıktığı zaman, yerini tekrar ona vereceğinin de sözünü veriyorsunuz.

Beşiktaş'ta böyle başladım. Bir önceki teknik direktörün ekibiyle çalışıyordum ve hala dilini öğrenmeye çalıştığım ülkede kimse de beni tanımıyordu. Ama 3 ay sonra, taraftarlar tribünlerde benim için tezahüratlar yapıyordu.
Bir önceki sezon Beşiktaş UEFA Avrupa Ligi'nde Dinamo Kiev'e 4-0 kaybetmişti. Benimle birlikte ise onları evimizde 1-0 yendik, Stoke City maçını da 3-0 kazanınca, grupta liderliğe çıktık ve bir sonraki tura yükselmeyi başardık.
O dönem, aynı zamanda başkanımızı Türkiye Futbol Federasyonuna gittiği için kaybettiğimiz bir dönemdi ve bir önceki teknik direktör de hapisten çıkmıştı. Tabii ki ona, "Eğer istiyorsan, görevi tekrar alabilirsin" dedim. Ancak iyi durumdaydım ve kupa için mücadele ediyorduk, Avrupa'da tur atlamıştık, iyi futbol oynuyorduk.

Beni göndermeleri durumunda taraftarların bunu anlamayacağını fark ettiler. Bunu özellikle de UEFA Avrupa Ligi'nde bir sonraki turda, Braga ile oynadığımız ve Braga'nın da benim evim olduğu ve iyi bildiğim bir yer olduğu için böyle düşündüler. Kaldım ve Braga ile oynadığımız için kaldım yani, benim bildiğim bu.
Farklı bir çözüm olarak, bir önceki teknik direktörü de sportif direktör olarak görevlendirdiler. Yani teknik direktör olmak isteyen bir sportif direktör ve ona ait olan teknik ekip ile çalışıyordum. Aynı zamanda dili de öğrenme aşamasındaydım, neler konuştuklarını da çok anlamıyordum. Zorlu bir çalışma ortamındaydım.

Bir gün, daha önce hiç görmediğim biri beni ziyarete geldi. Bana yönetimi temsil ettiğini ve bir sonraki maçta bir oyuncuyu oynatmak zorunda olduğumu söyledi. 'Ancak onun bir disiplin durumu var' dedim. 'Onu oynatmak zorundasın, sezonun en önemli maçına çıkacağız' dedi. 'Tamam, beni görevden alın isterseniz, kendi takımınızı ve kendi oyuncularınızı seçersiniz. Benim için problem yok' dedi. Bunların tamamı çevirmen aracılığı ile konuşuldu çünkü İngilizce bilmiyordu.

Bir gün, o sezonla ilgili bir kitap yazacağım. Bunun gibi çok fazla durumun içinde yer aldım. Güçlü kaldım ve büyük riskler aldım. Kendime 'burada çalıştığım dönem boyunca, daha iyi bir teknik direktör olabilirim' dedim. Daha iyi bir insan olabilirdim. Böyle bir zorluğun üstesinden gelince, futboldaki her şey için hazır olabilirdim.

Sheffield Wednesday'de çalışmayı kabul ettiğimde, artık 'cennette' gibiydim. İlk basın toplantım öncesinde insanlar bana, 'Carlos, hazır ol' dedi. 'Yapmayın, ben Türkiye'de 30 kamera, ellerinde zor soruların olduğu silahla beni vurmaya çalışan 50 gazeteci ile sürekli birlikteydim ve hayatta kaldım' diye düşündüm.
Benim yolum uzundu, iyi anlarım olduğu kadar kötü anlarım da oldu. Ancak gururluyum, çünkü en alttan yükseltim ve bu yolda çok fazla zorluğun üstesinden geldim. Bu benim geçmişim, bu benim tecrübem. Bunun sayesinde, her şey için hazırım.”

Son Dakika Spor Haberleri için aşağıya kaydırın.

YORUM YAZ..
Modal