Bahçeli, dokunulmazlıkların kaldırılması konusuyla ilgili de "İşte fırsat karşımızdadır. TBMM'nin önceliği HDP'lilerin dokunulmazlığını kaldırmak olmalıdır. Bu siyasi bölücülerin dokunulmazlığını kaldırarak doğruca adalete yollayalım" yorumunda bulundu.
MHP Lideri Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Son dönemde artan terör olaylarına ilişkin konuşan Bahçeli, vatandaşların her an nerede patlayacağı meçhul olan bombalarla daha fazla yaşamaya zorlanmasının 'insafsızlık' ve 'merhametsizlik' olduğunu belirterek, "Bu bombaların nerede olduğunu, nereye tuzaklandığını sordum, cevap alamadım. Eğer ki büyükşehirlerimizde bombalar patlarsa bunun hesabının nasıl verileceğini sordum, hiç kimseden ses çıkmadı. Dün alınmayan tedbirler, 19 Mart'ta Taksim İstiklal Caddesi'nde ailesiyle birlikteyken ağır yaralanan Asya bebeğe fatura çıkarmış, pusetinin boş kalmasına yol açmış, bizleri de derin bir üzüntüye sevk etmiştir. Rabbim'den niyazım körpecik evladımızı annesine, babasına bağışlamasıdır" dedi.
"PKK, IŞİD VE DHKP-C'NİN BİRBİRİNDEN FARKI YOK" "Dün gerçeklerden kaçınmanın bedeli, bugün canlı veya cansız bomba olmuştur. Dün terör örgütleriyle içli dışlı olmanın bugünkü sonucu şehadettir, hüsrandır acı dolu haykırışlardır" ifadesini kullanan Bahçeli, "İster PKK, ister IŞİD, ister DHKP-C olsun, bu kanlı çetelerin hepsi emperyalizmin güdümündedir, hepsi Türk düşmanlarının dümen suyundadır ve aynı pis yolun yolcularıdır. Ve de birbirinden esasta hiçbir farkları da yoktur. Bunlar zalimlerin maşasıdır, küresel planların emrindeki paralı ve kiralık örgütlerdir. Kimin işine yarıyorlarsa, kimin projelerine uygun görülüyorlarsa onlar tarafından tutulan, kullanılan, yönetilen şerefsizlik, kalleşlik ve alçaklık numuneleridir" diye konuştu.
AK Parti'nin pazarlıklarla sonuç alacağını sandığını ve yanıldığını savunan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Ortadoğu'da ön alacağını sanmış, kaos ve kriz ithal etmiştir. Hükümet 'Suriye'nin kuzeyinde oldu bittilere izin vermeyiz' demiş, ne var ki sözde üç PKK kantonunun Kuzey Suriye Federasyonu altında toplanmasına engel olamamıştır. Kırmızı çizgiler karalanmış, devletimizin bekası, milletimizin güvenliği yok sayılmış, açıktan çiğnenmiştir. Barzani'nin Lozan Antlaşmasından bu yana devlet hayali kurduklarını açık seçik söylemesinin altında Erdoğan'ın katılımıyla düzenlenmiş Erbil'deki sıra geceleri, Ankara'da AKP kongrelerinde ağırlanarak şımartılması yatmaktadır. 'Enkaz kaldırdık' diye övünenler, aslında harabe olup Türkiye'nin üzerine göçmüştür. İsrail'e muhtaç olduğumuzu söyleyenler, konu Gazze olunca eften püften de olsa diklenirken, sıra bu devletin Kürdistan'a yeşil ışık yakmasına gelince ağızlarını dahi açamamışlardır."
"BAŞBAKAN'IN PKK ÇADIRINI MUHATAPLARININ YÜZÜNE VURMASI TAKDİR EDİLECEK BİR DAVRANIŞ" "Brüksel'de mülteci pazarlığı yapıp AB'nin gönüllü bekçiliğine talip olan Başbakanın, kurulan PKK çadırlarını muhataplarının yüzüne vurması elbette takdir edilecek bir davranıştır" ifadesini kullanan Bahçeli, "Cumhurbaşkanı ise birkaç gündür vatandaşlarımız tarafından yakılan Brüksel'deki terörist çadırını eleştirmekte, AB'ye güvenmediğini, dost olmadıklarını dillendirmektedir. Terörist çadırları Türkiye'de kurulurken acaba Erdoğan ne yapıyor, niye mani olmuyordu? Hainler tarafından yollarda kimlik kontrolü uygulanırken, vergi adı altında haraç toplanırken, şehirlere hendekler kazılıp tüneller açılırken bu hükümet neredeydi, hangi komplonun içindeydi? Sözde terörist taziyelerine katılan, teröre yardım ve yataklık yapan, yöre halkımızı isyana teşvik eden HDP milletvekilleri hakkında hukukun devreye girmesini isteyip Meclis'te dokunulmazlıklarını kaldıralım dediğimizde; '506 fezlekeyi de görüşelim' diyen bu Başbakan değil miydi? İşine gelince HDP'ye hakaretler yağdıran, işine gelmeyince de bu PKK yedeklerine siper olan AKP, aldatma ustası görülmeyecek midir?" değerlendirmelerinde bulundu.