İstanbul'da kasım ayında yapılacak olan 8'inci zirvede uluslararası kuruluşa resmi olarak Türk Konseyi, Türk Birliği isimi verilecek. Böylelikle politik olarak önemli bir konumda olacak.
Bu yapılaşmanın üyeleri arasında Türkiye'nin beraberinde Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan yer alacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan buna istinaden hayalinin ''6 devlet ve bir milletin ortaya çıkması'' olduğunu belirtmişti.
Bu konsolidasyan Moskova'da endişe yaratıyor. Türkiye'nin Tacikistan'a yaptığı yardımlar, Türkistan’ın Türk dünyasının manevi başkenti ilan edilmesi, Kazakistan’ın Türk medeniyetini modernize etme çabası, burada gelecekte gerçekleşecek olan çıkar çatışmalarının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Rusya'nın çıkarlarına karşı yapılan saldırı Dağlık Karabağ'da oldu. Kremlin ise Bakü'nün başarısını kabul etti. Burada ise bir askeri üssün ortaya çıkması an meselesi olarak görülüyor. Bir diğer yandan Türkiye'nin tutumu Moskova'nın çıkarları ile ters bir noktada bitiyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ''Kırım Platformu'' na katılımı, Ukrayna’nın yarımadayı mülkiyeti olarak ilan etmesi Rusya’nın alanlarına müdahale anlamına gelmektedir.
Bununla ilgili ise Ulusal Strateji Enstitüsü’nde siyaset bilimci ve uzman Rais Süleymanov, ''Türkiye tarafından ilan edilen Türk Devletleri Birliği’nin kurulmasıyla Ankara, eski SSCB cumhuriyetlerini kendisine yeniden yönlendirmeyi hedefliyor'' tespiti yapıyor.
TÜRKİYE, ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE GÜÇLÜ ROL OYNAYACAK
Rus Medyası ise Türk Devletler Birliği'nin kurulması halinde iki sonuç olacağı değerlendirmesinde bulunuyor:
- Türkiye, Rusya’nın çıkar alanındaki ülkelere nüfuz edecek ve bu ülkelerdeki pozisyonunu güçlendirecek
- Türkiye, gelecekte uluslararası ilişkilerde güçlü bir rol alacak.
Orta Asya uzmanı Andrey Grozin, verdiği demeçte ''Türklerle rekabet etmeliyiz. Türk liseleri var, enstitüleri var ve bu ülkelerdeki gençlere kontenjanlar veriliyor. Kültürel ve bilimsel programlar aracılığıyla bu ülkelerdeki seçkin gençleri toplama girişimleri var. Türkler daha hızlı hareket ediyor. Kabul etmeliyiz ki Erdoğan genişleme için doğru zamanı seçti. Eski dünya düzeni çöküyor. Türkiye çok geniş bir alana dağılmış durumda. Aynı zamanda Libya’da bir savaş yürütüyor, Yemen’e girmeye çalışıyor, Suriye’de, Kabil çevresinde ve hatta Sovyet sonrası Orta Asya’da ve Transkafkasya’da etkisini ortaya koyuyor. Fakat liderlerinin adı değiştiğinde Türkiye’nin gereğinden fazla zorlanacağına eminim.'' şeklinde bir tespitte bulundu.