12.07.2017-16:15
(Son Güncelleme:12.07.2017-16:13)
Yüce Allah, Peygamber Efendimiz’e ve O’nun ümmeti olarak bizlere şöyle buyurmuştur:
“(Ey Habîbim!) Emrolunduğun gibi istikâmet üzere ol! Sen’inle beraber tevbe eden (mü’min)’ler de emrolundukları gibi istikâmet üzere olsunlar! Ve sakın (bu hususta) aşırılığa kaçmayın!..” (Hûd, 112)
Peygamber Efendimiz bu âyet-i kerîmeye işâret ederek:
“Beni Hûd Sûresi ihtiyarlattı…” demiştir. (Tirmizî, Tefsîr, 56/3297; Kurtubî, IX, 107)
Abdullâh bin Abbâs (r.a.) bu âyetle alâkalı olarak şöyle demiştir:
“Kur’ân-ı Kerîm’de Resûlullâh için bu âyet-i kerîmeden daha şiddetli bir hitap vâkî olmamıştır.”
Burada hitap edilen kişi Hz. Muhammed (s.a.v.) olsa da, O’nu bu kadar meşakkate sokan, sâdece şahsıyla alâkalı istikâmet endîşesi değildi. Zîrâ O:
“(Ey Habîbim! Sen) sırât-ı müstakîm üzeresin.” (Yâsîn, 4) te’yîd-i ilâhîsine mazhardı. O’nu ihtiyarlatacak kadar düşündüren mesele, emrin mü’minlere de şâmil olması sebebiyle onlar hakkında duyduğu endişedir.
“(Ey Habîbim!) Emrolunduğun gibi istikâmet üzere ol! Sen’inle beraber tevbe eden (mü’min)’ler de emrolundukları gibi istikâmet üzere olsunlar! Ve sakın (bu hususta) aşırılığa kaçmayın!..” (Hûd, 112)
Peygamber Efendimiz bu âyet-i kerîmeye işâret ederek:
“Beni Hûd Sûresi ihtiyarlattı…” demiştir. (Tirmizî, Tefsîr, 56/3297; Kurtubî, IX, 107)
Abdullâh bin Abbâs (r.a.) bu âyetle alâkalı olarak şöyle demiştir:
“Kur’ân-ı Kerîm’de Resûlullâh için bu âyet-i kerîmeden daha şiddetli bir hitap vâkî olmamıştır.”
Burada hitap edilen kişi Hz. Muhammed (s.a.v.) olsa da, O’nu bu kadar meşakkate sokan, sâdece şahsıyla alâkalı istikâmet endîşesi değildi. Zîrâ O:
“(Ey Habîbim! Sen) sırât-ı müstakîm üzeresin.” (Yâsîn, 4) te’yîd-i ilâhîsine mazhardı. O’nu ihtiyarlatacak kadar düşündüren mesele, emrin mü’minlere de şâmil olması sebebiyle onlar hakkında duyduğu endişedir.
Haber365
bilgi@haber365.com.tr
DİĞER Kültür ve Sanat HABERLERİ