Ordu içinde tarihinin en büyük psikolojik krizi: 279 intihar girişimi, 85 bin destek başvurusu
Gazze saldırıları sonrası İsrail ordusunda ruhsal çöküş alarm seviyesine çıktı. 18 ayda 279 intihar girişimi kayda geçerken, 85 bin asker ve vatandaş psikolojik destek talebinde bulundu. Uzmanlara göre ülkede yaygın ve derin bir psikolojik kriz yaşanıyor.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik 7 Ekim 2023 sonrası başlattığı operasyonlar, sahada olduğu kadar ülke içinde de ağır sonuçlar doğurdu. Savunma Bakanlığı’ndan gelen veriler, orduda son yılların değil, İsrail tarihinin en kapsamlı psikolojik çöküşünün yaşandığını gösteriyor.
85 BİN KİŞİ PSİKOLOJİK DESTEK ALDI
Savunma Bakanlığı Rehabilitasyon Bölümü Başkan Yardımcısı Tamar Şamuni, Ordu Radyosu’na yaptığı açıklamada bakanlığın Ekim 2023’ten bu yana yaklaşık 85 bin psikolojik vakayla ilgilendiğini duyurdu. Bu sayının 62 bininin aktif görevli veya eski askerlerden oluştuğu açıklandı.
Şamuni, bu tabloyu “Eşi benzeri görülmemiş bir artış” sözleriyle değerlendirdi.
HER TERAPİSTE 750 DANIŞAN
Ülkede psikolojik destek altyapısının yükü kaldırmakta zorlandığı belirtilirken, Şamuni özellikle terapistlere düşen ağır görev yüküne dikkat çekti. Bazı bölgelerde bir terapistin 750 danışana bakmak zorunda kaldığını ifade etti.
Bu yoğunluğun tedavi sürelerini geciktirdiği, askerlerin ruhsal destek almak için uzun süre beklemek zorunda kaldığı kaydedildi.
“TOPLUM GENELİNDE KRİZ” UYARISI
Kasım ayında Yedioth Ahronoth gazetesinde yayımlanan analizde ise tablo daha geniş boyutlarıyla ele alındı.
Uyuşturucu bağımlılığı vakalarının hızla arttığı, aralarında çok sayıda askerin de bulunduğu 2 milyon kişinin psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğu vurgulanarak ülke genelinde kapsamlı bir psikolojik kriz yaşandığı belirtildi.
18 AYDA 279 İNTİHAR GİRİŞİMİ
İsrail ordusunda son dönemde intihar vakalarında da çarpıcı bir artış yaşanıyor. Ekime kadar açıklanan resmi verilere göre son 18 ayda 279 intihar girişimi kayda geçti. Bu girişimlerin 36’sı ölümle sonuçlandı.
Uzmanlar, sahadaki çatışmalar, uzun süreli belirsizlik, kayıplar ve toplumsal baskının genç askerler üzerinde yıkıcı etkiler yarattığını dile getiriyor.