11.09.2025-10:55 (Son Güncelleme:11.09.2025-10:55)

Doha’ya Füze, Barışa Darbe: İsrail’in Saldırısı Görüşmeleri Çökertti

İsrail’in Katar’ın başkenti Doha’da Hamas’ın üst düzey yetkililerini hedef alması, iki yıldır süren Gazze savaşını sona erdirmeye yönelik ABD destekli barış görüşmelerini paramparça etti. Bölgesel dengeleri sarsan saldırı, yalnızca Hamas-İsrail hattını değil, Washington-Doha ilişkilerini de derinden yaraladı.

Hamas’ın Müzakerecisi Hedef Alındı

Saldırının doğrudan Hamas’ın müzakere heyetindeki kilit isimlerden Halil el-Hayya’yı hedef alması, diplomatik cephede büyük bir kırılma yarattı. El-Hayya’nın adı, Kahire ve Doha merkezli müzakere süreçlerinde kritik rol oynayan isimler arasında öne çıkıyordu. Katar’ın ev sahipliğinde yürüyen barış diplomasisi böylece ağır bir darbe aldı.

Körfez’de “güvenli liman” algısını korumak isteyen Katar yönetimi saldırıya sert tepki gösterdi. Katar Dışişleri Bakanlığı, İsrail’i uluslararası hukuku ihlal etmekle suçladı ve “Katar topraklarında yapılan bu saldırı, barışa kastetmiştir” açıklamasını yaptı.

Rehine Anlaşmaları Çöktü

Gazze’de hâlâ hayatta olduğu sanılan yaklaşık 20 İsrailli rehinenin serbest bırakılması için haftalardır yürütülen müzakereler fiilen çökmüş durumda. İsrailli güvenlik kaynakları, Hamas’ın saldırıya karşılık “rehine dosyasını kapatabileceğini” belirtiyor.

Kimi uzmanlar, İsrail hükümetinin kısa vadeli askeri kazanımları tercih ederek hem uluslararası toplumun güvenini hem de Gazze’de kalan rehinelerin hayatını tehlikeye attığını savunuyor. İsrailli bir yetkili, “Bu hamle stratejik bir intihardır” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

Netanyahu İçeride Siyasi Baskı Altında

İsrail’de muhalefet ve güvenlik çevreleri Başbakan Binyamin Netanyahu’yu ağır biçimde eleştiriyor. Bir üst düzey devlet görevlisi, “Eğer asıl hedefler hayatta kaldıysa Netanyahu bunun siyasi bedelini ödeyecek” ifadelerini kullandı.

İsrail kamuoyunda, saldırının Hamas’ın liderliğini zayıflatmak yerine barış sürecini sabote ettiği görüşü yaygınlaşıyor. Netanyahu’nun, kendi siyasi geleceğini kurtarmak için askeri adımları diplomasinin önüne koyduğu yönündeki eleştiriler güçleniyor.

Katar-İsrail İlişkileri Kopma Noktasında

Saldırı, Afganistan’dan çekilme sürecinde ABD’ye lojistik destek sağlayarak stratejik önemini pekiştiren Katar’la İsrail arasındaki bağları kopardı. Katar, İsrail’i “güvenilmez bir aktör” olarak tanımlarken, arabuluculuk misyonundan çekilebileceğinin sinyalini verdi.

Pentagon’dan bir yetkili saldırıyı “pervasız ve hesapsız bir adım” olarak nitelendirdi. ABD’nin en önemli Körfez müttefiklerinden biri olan Katar’ın dışlanması, Washington’un bölgedeki denge politikasını da zora soktu.

Washington’da Çatlak Sesler

ABD yönetimi saldırı konusunda bölünmüş durumda. Beyaz Saray’dan resmi açıklamalar İsrail’in “meşru müdafaa hakkı”na vurgu yapsa da, Kongre’de ve bürokraside farklı sesler yükseliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, saldırıyı kamuoyunda eleştirirken, danışmanları bunun müzakerelere “ölümcül bir darbe” vurduğunu belirtiyor. Joe Biden yönetiminin içindeki bazı yetkililer ise saldırının “ABD’nin arabulucu rolünü imkânsız hale getirdiğini” savunuyor.

Bölgesel ve Küresel Sonuçlar

Doha saldırısı, yalnızca bir askeri operasyon değil, Ortadoğu’da diplomasiye indirilen büyük bir darbe olarak görülüyor.

Mısır ve Ürdün kaygılı: Bu ülkeler, barış görüşmelerinin tamamen çökmesinin bölgede yeni bir radikalleşme dalgası yaratabileceğini düşünüyor.

Avrupa Birliği sessiz: Brüksel’den gelen açıklamalar saldırıyı kınamak yerine “itidal” çağrısıyla sınırlı kaldı.

Türkiye ise Katar’a destek vererek saldırıyı sert şekilde eleştirdi, “Ortadoğu barış süreci baltalanıyor” mesajı verdi.

Uzmanlara göre, Doha saldırısı yalnızca mevcut barış masasını devirmekle kalmadı; aynı zamanda Gazze savaşını daha kanlı ve çözümsüz bir döneme sürükledi.

Haber: Yakup ASLAN /Ankara


Haber365
bilgi@haber365.com.tr