Aileyi koruyan düzenleme: 11. Yargı Paketi’nde cinsiyet değişimi 25 yaşa çıkarılıyor
Hükümetin hazırladığı 11. Yargı Paketi, aile yapısının güçlendirilmesi ve toplumsal değerlerin korunması hedefiyle dikkat çekiyor. Taslakta, cinsiyet değişikliği yaşı 25’e yükseltilirken, yasal sınırların dışında yapılan işlemlere hapis cezası getiriliyor.
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan 11. Yargı Paketi taslağı, aile kurumunun korunması ve çocukların sağlıklı gelişimi için yeni yasal düzenlemeler içeriyor. Taslağa göre, cinsiyet değişikliği için yaş sınırı 18’den 25’e çıkarılacak, usulsüz ameliyat yapanlara ise 7 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.
Aile kurumu ön planda
Taslak metinde, “aile kurumunun korunması” ve “sağlıklı nesillerin yetişmesi” ifadeleri öne çıkıyor. Düzenlemede, cinsiyet değişikliği kararının kişinin ruhsal ve fiziksel olgunluk düzeyi dikkate alınarak verilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu kapsamda, 25 yaş sınırıyla bireylerin yaşamı etkileyecek kararları daha bilinçli alması hedefleniyor.
Dört aşamalı sağlık raporu şartı
Yeni düzenlemeye göre cinsiyet değişikliği talep eden kişilerin, Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği hastanelerde dört ayrı değerlendirme sürecinden geçmesi gerekecek. Her bir aşama üç ay arayla yapılacak ve yalnızca eğitim ve araştırma hastanelerinden alınan raporlar geçerli olacak.
Cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunlu olduğunun bilimsel olarak kanıtlanması şart koşulurken, mahkeme kararı olmadan nüfus kaydında değişiklik yapılamayacak.
Usulsüz ameliyata hapis cezası
Taslak, yasal koşullara uymadan gerçekleştirilen ameliyatlara yönelik cezaları da ağırlaştırıyor. Buna göre, kurallara aykırı cinsiyet değişikliği işlemi yapan doktor veya sağlık personeline 3 ila 7 yıl hapis ve 1.000 ila 10.000 gün arasında adli para cezası verilebilecek.
Toplumsal değerlere vurgu
Hazırlanan gerekçede, cinsiyet değişikliği kararlarının kişinin ileriki yaşamını derinden etkileyebileceği, bu nedenle daha olgun bir yaşta alınmasının toplumsal ve bireysel açıdan daha sağlıklı olacağı ifade edildi.
Düzenlemenin, toplumun temel taşı olan aile kurumunu güçlendirmeyi, bireylerin psikolojik ve biyolojik bütünlüğünü korumayı amaçladığı belirtiliyor.