Manavgat Belediyesi Soruşturmasında Yeni Perde: Başkanın Yeğeni İtirafçı Oldu, Depodan Külçe Altın ve Yüklü Döviz Çıktı
CHP’li Manavgat Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara’nın yeğeni Hüseyin Cem Gül’ün itirafçı olması, uzun süredir devam eden rüşvet soruşturmasını bambaşka bir noktaya taşıdı. Dosyada daha önce gündeme gelen “baklava kutusuna gizlenen rüşvet” görüntülerinin ardından, yeni ifadeler ve aramalarla birlikte şoke edici detaylar ortaya çıktı.
Yeğenin İtirafı Dosyayı Genişletti
Başkan Kara’nın yeğeni Hüseyin Cem Gül’ün savcılığa verdiği ifadede, rüşvet paralarının Abdullah Kayhan üzerinden aktarıldığını söylemesi soruşturmanın seyrini değiştirdi. Gül’ün bu beyanı üzerine Kayhan gözaltına alındı ve ifadesi alındı.
Kayhan’ın İtirafı: “Depoya Sakladım”
Soruşturma kapsamında ifade veren Abdullah Kayhan, kendisine teslim edilen paraları bir depoya sakladığını kabul etti. Kayhan’ın yer göstermesiyle birlikte kolluk kuvvetleri, belirlenen depoda detaylı bir arama gerçekleştirdi
Depodan Külçe Altın ve Yüklü Döviz Çıktı
Yapılan aramalarda depoda saklanan büyük miktarda para ve altın bulundu.
Ele geçirilenler şöyle sıralandı:
3 külçe altın,
500 bin Euro,
153 bin 160 Dolar nakit para.
Bu rakamlar, soruşturmanın boyutunu gözler önüne sererken kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
CHP’li Belediyelerde Gölge
Manavgat Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara’nın adının geçtiği dosya, yalnızca Antalya değil, genel olarak CHP’li belediyeler üzerinde de tartışmaları beraberinde getirdi. Daha önce “namusum kadar kefilim” diyerek belediyelerine sahip çıkan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, parti içinde ve dışında yoğun eleştirilerin hedefi oldu.
Özellikle son dönemde farklı CHP’li belediyelerde gündeme gelen yolsuzluk iddialarına Manavgat dosyasının eklenmesi, muhalefet partisine duyulan güven üzerinde tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Yargı Süreci Derinleşiyor
Dosyada hem Gül’ün hem Kayhan’ın itirafları, soruşturmanın derinleşmesine zemin hazırladı. Savcılığın, yeni gözaltılar ve bağlantılı isimler üzerinden araştırmayı genişletebileceği belirtiliyor.
Manavgat dosyası, sadece yerel yönetimlerdeki iddialar açısından değil, Türkiye’de siyaset–belediye ilişkilerinin şeffaflığına dair de yeni tartışmaların kapısını aralamış durumda.