Geçmişin Seslerini Taş Plaklarla Yaşatıyorlar
Yunus Savaş ve Hakan Balcı, kültürel mirası yaşatmak amacıyla yürüttükleri proje ile unutulmaya yüz tutan taş plak kültürünü geleceğe taşıyor.
Taş Plakların Önemi
Savaş, koleksiyonculuk serüvenine 25 yaşında bir gramofon alarak başladığını belirtirken, bu süreçte taş plakların gramofondan daha değerli olduğunu keşfettiğini ifade etti. Deneyimlerini paylaşan Savaş, "Türkiye’de 40 bine yakın taş plak eseri mevcut ve bu alanda dünya birincisiyiz," dedi.
Koleksiyonlarındaki Şaşırtıcı Parçalar
Savaş, özellikle nadir ve özel parçalara odaklandığını vurgulayarak, 1930 yılında özel basılan Fenerbahçe-Galatasaray maçına ait plağın kendisi için önemli olduğunu belirtti. "Papazın Çayırı" isimli bu plak, Türk futbolunun tarihindeki mizahi bir anlatım sunuyor.
Sanatçılar ve Anılar
Savaş ve Balcı, müzik tarihine damga vurmuş sanatçıların anılarını ve parçalarını gün yüzüne çıkarmak için birçok sanatçı ile buluşarak onların hikayelerini dinliyorlar. Örneğin, ünlü sanatçılardan Bedia Akartürk ve Seha Okuş ile yaptıkları görüşmeler, müziğin geçmişine ayna tutuyor.
Sosyal Sorumluluk Projesi: Ahde Vefa
Onlar, bu kültürel mirası geleceğe taşımak amacıyla yürüttükleri "Ahde Vefa" projesini tamamlamak üzere olduklarını belirtiyor. Savaş, "İlk önce Rıza Konyalı'ya gidip, geçmişten anılara yolculuk yaptık," dedi.
Taş Plakların Zorlukları
Balcı, taş plak toplamanın zorluğuna dikkat çekerek, bu eserlerin nadir olduğunu ve bulmanın güç olduğunu ifade etti. "Bazı plaklar sadece birkaç adet kalmış durumda," dedi.
Büyük Bir Hedef
Balcı'nın koleksiyonunda bulununan 1800'den fazla plakla birlikte geçmişe dair önemli bir mirası koruma çabası sürüyor. "Bu eserleri korudukça, geçmiş kaybolmayacak," diyerek vurguladı.
Taş plak koleksiyoneri Yunus Savaş ile Hakan Balcı, unutulmaya yüz tutan taş plak kültürünü yaşatmak için yürüttükleri sosyal sorumluluk projeleriyle geçmişin seslerini geleceğe taşıyor.